Donanım


GÖRÜNTÜ İŞLEME CİHAZLARI

Tarayıcı (Scanner)
Kitap, dergi, gazete, fotoğraf gibi çeşitli basılı dokümanlarda bulunan renkli veya siyah beyaz yazıları, resimleri bilgisayar ortamına aktarmak için tarayıcılar kullanılmaktadır. 
Tarayıcılar,  dokümanın ince bir satır hâlinde ışıklandırılıp yansıyan ışığın algılanması prensibi ile çalışır. Algılanan ışık seviyeleri sensör tarafından gerilime dönüştürülerek ADC 
üzerinden sayısala çevrilip bilgisayara aktarılır. Burada sensörün boyutları ve ADC’nin çözünürlüğü taranan materyalin kalitesi açısından önemlidir. Işık kaynağı doğrusal ve tek 
boyutlu bir yapıya sahiptir. Tarayıcı içerisinde CCD optik algılayıcı, yansıyan ışığı CCD üzerine toplayan lens, yansıyan ışığı CCD üzerine taşıyan aynalar ve tüm bu sistemi yatay 
düzlemde ileri geri hareket ettiren step (adım) motor barındırır.

Tarayıcı Çeşitleri
Tarayıcılar değişik türlerde karşımıza çıkabilmektedir. Çok  fonksiyonlu yazıcılarda 
tümleşik olarak bulunan tarayıcılar, sadece tarayıcı özelliği olan ve genellikle A4 
boyutundaki kâğıtları tararken kullanılan tarayıcılar (flatbed) ve küçük boyutlardaki 
belgelerde tarama işlemini gerçekleştirebileceğiniz el tarayıcıları mevcuttur.


Tarayıcıların Bağlantıları
Tarayıcıların  hangi bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlandığı, verilerin tarandıktan sonra bilgisayara gönderilmesi aşamasında önemlidir. Bağlantı noktasının  bant genişliği ne kadar yüksekse aktarım o kadar hızlı gerçekleşir. Günümüzde paralel port, SCSI, USB ve firewire arayüzüne sahip tarayıcılar bulunmaktadır.
Tarayıcılarla İlgili Temel Kavramlar
Çözünürlük
Birimi dpi (dot per inch=inç başına nokta sayısı) ile belirlenir. Bu değer ışık algılayıcı 
CCD sensör üzerindeki algılayıcı nokta sayısını belirler. Tarayıcılarda, çözünürlük arttıkça 
taranan resim büyür. Çözünürlük arttıkça adım motor daha küçük adımlarla dönerek resmin 
daha ayrıntılı taranması  sağlanır. Çözünürlük arttıkça resme ait bilgi de artar. Fotoğraf
kalitesinde bir resim için en az 300 dpi, baskı kalitesi için ise 72 dpi değerleri yeterli 
olmaktadır. Ama günümüzde bu değerlerden çok daha büyük (1200 dpi, 2400 dpi, 4800, 
9600 dpi…) çözünürlüğe sahip tarayıcılar bulunmaktadır. Tarayıcılarda yatay ve düĢey 
çözünürlük beraber kullanılarak çözünürlük belirtilir. 1200x2400 dpi, 4800x6400 dpi gibi. 
Tarayıcılarda iki tip çözünürlük vardır. Bunlardan biri, donanım; diğeri, yazılım 
çözünürlüğüdür. Burada önemli olan donanım çözünürlüğüdür. Çözünürlüğün yazılımla 
artması; donanımın elde ettiği piksellerin arasına yazılımla piksel eklenmesi (interpolasyon) 
ile gerçekleştirilir. Tarayıcı seçerken çözünürlüğün donanımın desteklediği çözünürlük 
olarak  dikkate alınması gerekir. Çok küçük nesneler, yüksek çözünürlükte taranırsa elde 
edilen resimlerde gözle görülür bozulmalar gözlemlenmiştir.
Renk derinliği (bit derinliği)
CCD sensör, algıladığı ışık seviyesini gerilime dönüştürmektedir. Tabiatta renkler, 
beyaz ve siyah arasında dağılım göstermektedir. Renk derinliği, algılanan ışık seviyesinin 
beyaz ve siyah arasında kaç farklı renkten biri olacağını belirler. Renk derinliği ne kadar 
fazla ise taranan resim o kadar gerçekçi olacaktır. Aslında bu değer, tarayıcı içerisindeki 
ADC (analog dijital çevirici)’nin çözünürlüğüdür. Örneğin bir tarayıcının renk derinliği 2 bit 
olsun. 22=4 yapar. Yani algılanan ışık seviyesi siyah ile beyaz dâhil 4 farklı renkten birisinin 
değerini alacaktır. Siyah ve beyaz tarama yapan bir tarayıcının renk derinliği 1 bittir. 
Taranan resimdeki tüm farklı renkler 21=2 farklı renkle oluşturulur. Bu renkler de siyah ve 
beyazdır. Günümüzde 24, 32, 48, 64 ve 96 bitlik renk derinliğine sahip tarayıcılar
bulunmaktadır. 24 bit değeri bile aslında yüksek bir değerdir. Renk derinliği daha çok renkli
fotoğrafların taranmasında önem arz etmektedir. Siyah beyaz doküman veya renk ayrım
hassasiyeti o kadar önemli olmayan durumlarda renk derinliği düşük olan tarayıcı tercih
edilebilir. Yüksek çözünürlükte taranmış bir resmi aynı kalitede görüntülemek için kullanılan
ekranın da en az o kadar çözünürlüğe sahip olması gerekir. Günümüzde henüz 96 bit
çözünürlüğe sahip ekranlar bulunmamaktadır.
Kameralar



Dijital Kameralar
Dijital kameralar  vasıtası ile fotoğraf çekip bunları bilgisayara aktarabilir ya da 
fotoğraf yazıcıları yardımı ile baskı yapabilirsiniz.Dijital fotoğraf makineleri, elektroniğin temelini oluşturan direnç değişimlerini esas alarak çalışır. Her malzemenin değişik durumlarda farklı dirençleri vardır. Kimisi nem oranıyla değişim gösterir, kimisi sıcaklıklar, kimisi de üzerine düşen ışığın frekansıyla değişim gösterir. Dijital fotoğraf makineleri de tamamen ışığın frekansını algılayan oldukça ufak fakat içerisinde günümüz teknolojisinde 15 milyondan fazla piksel barındırabilen panellerle çalışır. Bu pikseller son teknoloji ile her renge hassasiyet gösterebilir  hâle gelmiştir, yine de mükemmel değillerdir.
Işık panele düştükten sonra fotoğraf makinesinin içerisinde yer alan mikroişlemcilere 
yine önceden yüklenen ve her ışığın frekansına karşılık gelen direnç değerinin belirtildiği 
program yardımıyla her pikseldeki renk hızlıca tespit edilir ve işlenip resim oluşturulduktan 
sonra bu seferde LCD ekran üzerine düşürülerek kullanıcıya sunulur.

Işın bu panel üzerine gelmeden önce merceklerle odaklanır. Görüntünün fotoğraf 
makinesinde olduğundan daha parlak görünmesinin sebebi, ışın kırıcı gözlüklerde olduğu 
gibi bir tabaka ile kaplanarak renklerin bazı tonlarının elekten geçirilmesidir. Bu da daha 
parlak bir görüntü sağlar. Işın panel üzerine düştüğünde merceklerle görüntü tam sığdırılmış 
ve oldukça netleştirilmiş olur. Nasıl bir mercekle bir yere bakarken ya da merceğin bir kâğıt 
üzerine tutulup kâğıt yakılmak istendiğinde uygun odak uzaklığını bulmak için mercek ileri 
geri hareket ettirilir ya da dürbünle uzaklara bakıldığında görüntüyü netleştirmek için 
dürbünün mercek ayarlarıyla oynanır, fotoğraf makinesinin merceği de aynen öyledir.
Dijital kameralarla ilgili temel kavramlar:




Çözünürlük
Her karede kaç piksel olduğunu gösteren bu değer çektiğiniz fotoğrafın kalitesini 
belirlemektedir. Çözünürlük değerinin yüksekliği kaliteyi artıracaktır ancak fotoğrafın 
hafızada kapladığı alanı da artıracaktır. Çözünürlük değerleri sensör tipinin çözünürlük 
değerleridir. Fotoğraf makinelerinde CMOS ve CCD sensör olmak üzere iki tip sensör 
kullanılmaktadır. CCD daha çok enerji harcar, kolay ısınır, daha temiz ve kaliteli görüntü 
elde eder. CMOS ise daha az enerji harcar, ucuzdur, kolay üretilir fakat daha az kaliteli 
görüntüler elde eder.
 Genişleme yuvası
Dijital kameraların çözünürlükleri yüksek fakat iç hafızaları düşük olduğundan 
fotoğraf çekme kapasiteleri tamamen hafıza kartlarına bağlıdır. 6 MP’lik bir resim yaklaşık 
2,7 MB alan kaplayacaktır. Bu durumda 32 MB iç hafızası olan bir makine ile 11 tane resim 
çekebilirsiniz. Fakat bu cihaza 1 GB’lik hafıza kartı takarsanız çekebileceğiniz fotoğraf 
sayısı 380’e çıkacaktır. Hafıza kartları çeşitli türlerde olabilmektedir. Önemli olan cihaz 
hangi türde kartı kullanabiliyorsa o türde kart takmaktır. Secure digital (SD), compact flash 
(CF),  multi media card  (MMC) ve  memory stick  gibi farklı türlerde hafıza kartları 
bulunmaktadır. 
Yakınlaşma (zoom) özelliği
YakınlaĢma özelliği optik ve dijital olmak üzere iki çeĢittir. Optik yakınlaştırma, 
mercek ile yapılan gerçek yakınlaĢtırmadır.  Merceğin biri görüntüyü yakınlaştırıp bir 
noktada odaklarken diğeri gelen görüntünün ilk mercekten geçtikten sonra ters dönmesinden 
dolayı hem görüntüyü düzeltir hem de gözün görebileceği şekilde odaklar. Tabi ki zoom 
miktarı arttıkça mercek sayısı ve hareket kabiliyetleri değişim gösterebilir. Ayrıca 
objektiflerdeki geniş açı da yapılan zoomla değişmektedir. Bu da fotoğrafınıza sığdırmak 
istediğiniz kare, siz zoom yaptıkça küçülüyor demektir.  Optik yakınlaştırma resimde kalite 
kaybı oluşturmaz. Dijital yakınlaştırma ise yazılımsal yakınlaştırmadır. Kalite kaybına neden 
olur. Dolayısı ile bir fotoğraf makinesi  alırken en önemli husus dijital zoom oranının 
yüksekliğinden ziyade, optik zoom oranının yüksekliğidir. Dijital yakınlaştırmanın diğer adı 
“interpolasyon”dur. Yazılım ile görüntüyü oluşran pikseller arasına, tahminî piksel 
değerlerini oluşturarak resmi büyütmek anlamına gelir. Yazılım, kullandığı algoritmaya göre

ara değerleri tahmin eder. Ara değer tam olarak bilinemediğinden resmin kalitesinde 
bozulma olur. Mümkün olduğu sürece dijital yakınlaştırmanın kullanılması önerilmez. 
 Diyafram
Diyafram; kullanıcının gündüz veya gece, güneşli ya da kapalı havalarda en ideal 
fotoğrafı çekmesine imkân tanır. Diyaframın özelliği, mercek üzerine düşen ışığın miktarını, 
kapanıp açılarak ayarlayabilmesidir. Diyafram ışık yoğunluğunun fazla olması durumunda 
kapanır, az olması durumunda da açılarak genişler. Bu sayede kullanıcı, güneşli ve parlak bir 
havada da gece karanlıkta da benzer netliği yakalar.
 Dijital Video Kameralar
Dijital video kameralar vasıtası ile hareketli görüntüleri kaydedip görüntüler üzerinde
çeşitli işlemler yapabilir ve bunları televizyon, projeksiyon gibi cihazlar vasıtası ile direkt 
olarak izleyebilirsiniz.
,
Standart televizyon kamerası üç ana parçadan oluşur. Bunlardan birincisi lenstir. 
Lensler ve diğer optik elemanlar haricî optik sistem olarak da adlandırılır. ikinci parça ise 
görüntü aygıtlarıdır. CCD veya pickup tüp şeklinde olabilir. Bunlara dâhilî optik sistem de 
denir. Üçüncüsü ise LCD ekrandır. Kameranın ürettiği görüntüyü görmemizi sağlar.
Tüm dijital video kameralar aynı temel prensiple çalışır. Bu, optik görüntünün elektrik 
sinyaline, daha sonra televizyon aracılığıyla tekrar görünebilir hâle dönüĢtürülmesidir.
Objeden yansıyan ışık lens tarafından toplanıp görüntü aygıtına (CCD veya pickup) 
toplanan ışığı odaklar. Görüntü aygıtı ışığı video sinyaline dönüştürür. Bu sinyal daha sonra 
tekrar işlenerek ekran görüntüsü oluşturulur.
Dijital video kameralarla ilgili temel kavramlar:
Kayıt ortamı
Video kameralar MiniDV, DVD ve HDD gibi ortamlara kayıt yapabilmektedir. DVD 
ortamına yapılan kayıtları bilgisayar ve DVD okuyucularda doğrudan kullanabilirsiniz. Fakat 
DVD ortamına yapılan kayıtlarda, çekilen kayıt üzerinde düzenleme yapmak istediğinizde 
yapılan kayıt DVD üzerinde yapıldığından düzenleme yapamazsınız. Mini DV (kaset)’lerde 
90 dakikaya kadar tek yüzlü DVD’lerde 60 dakikaya kadar kayıt yapılabilir. HDD ortamı 
kullanan kameralarda ise sabit diskin kapasitesine bağlı olarak bu süre değişecektir. Sabit
diskli kameraların fiyatları Mini  DV ve DVD ortamına kayıt yapan kameralara göre daha 
yüksektir. Kasetlere (mini DV) yaptığınız kayıtları MPEG kartı denilen görüntü aktarma kartları 
ile bilgisayar ortamına aktarabilirsiniz. DVD ya da HDD ortamına yaptığınız kayıtları ise 
avi, mpeg, mov gibi farklı formatlara dönüştürebilirsiniz. 
 Lensler
Lenslerin temel işlevi görüntü aygıtının önünde küçük ve temiz bir görüntü üretmektir.
Genellikle video kameralar değiĢebilir odak uzaklıklı lenslere sahiptir.
Lenslerin temel nitelikleri;
    1.Odak uzaklığı,
    2.Odak noktası,
    3.Lens açıklığı,
    4.Alan derinliğidir.
Lenslerde odak uzaklığı, üretilecek görüntünün ne kadar dar veya geniĢ bir alanın 
çerçeve içerisine alınacağı konusunda belirleyicidir. Ayrıca odak uzaklığı, nesnenin / 
nesnelerin ne kadar büyük / küçük görüneceğini de belirler. 
Lensler, 
     Geniş açılı (narrow angle),
     Dar açılı (wide angle),
     Normal 
     Değişebilir odak uzaklıklı (zoom) olmak üzere sınıflandırılabilir.
Geniş açılı bir lens, geniş bir görüş açısı sağlar. Geniş açılı lenslerde, perspektif 
yığılmalar açısından nesne / nesneler birbirlerine gerçekte olduğundan daha uzak algılanır. 
Bu sebepten geniş açılı lenslerde kameraya yapılan yatay hareketler gerçekte olduğundan 
yavaş, kameraya dikey yapılan hareketler ise gerçekte olduğundan hızlı algılanır. 
Dar açılı lenslerde ise durum geniş açılı lenslerdekinin tam tersidir. Dar açılı bir lens 
dar bir görüş açısı sağlarken perspektif yığılmalar açısından nesneler birbirlerine olduğundan 
daha yakın görünür. Bundan dolayı kameraya yapılan yatay hareketlerde nesne gerçekte 
olduğundan hızlı, dikey hareketlerde ise gerçekte olduğundan yavaş algılanacaktır. Normal 
lensler ise perspektif yığılmaları insan gözünün gördüğüne yakın veren lenslerdir. Bir lensin 
geniş, dar veya normal açılı olmasını belirleyen filmin köşebentleri ve odak uzaklığıyla 
ilgilidir.Zoom lens, değişebilir odak uzaklığı sayesinde dar ve geniş açılı lensin özelliklerine 
sahiptir.
 Bilgisayar Kamerası (Webcam)
Bilgisayara resim ve görüntüyü aktarmak için kullanılan donanım birimidir. WebCam 
ile evde video ve resimler çekmek, ayrıca internet alt yapısını kullanarak görüntülü 
konuşmak mümkündür. Bunun için birçok üretici  WebCam  üzerine tümleşik olarak
mikrofon koymaktadır. WebCam’ler USB port üzerinden bilgisayara bağlanır. Nadiren  de 
olsa güvenlik amaçlı kullanılabilir.

WebCamler’de görüntüyü yakalamak için optik sensörler kullanılır. Sensörlerin 
üzerinde binlerce küçük optik (ıĢık) algılayıcı vardır. Bu algılayıcılar dıĢarıdan gelen ıĢığı 
elektriksel iĢarete dönüĢtürdükten sonra sayısala  çevirip bilgisayara gönderir, böylece
görüntü elde edilir. Bir sensör üzerinde ne kadar çok algılayıcı varsa görüntüye ait o kadar 
çok ayrıntı algılanabilir.
WebCam’ler kullanılan sensör tipine göre CMOS ve CCD olmak üzere ikiye ayrılır.  
CCD daha çok enerji harcar, kolay ısınır, daha temiz ve kaliteli görüntü elde eder. CMOS ise 
daha az enerji harcar, ucuzdur, kolay üretilir fakat daha gürültülü (görüntü üzerinde 
istenmeyen noktacıklar) ve daha az kaliteli görüntüler elde eder.
4.2.3.1. WebCam’lerle ilgili temel kavramlar:
 Çözünürlük
Sensör üzerindeki algılayıcı miktarını gösterir. Mega  piksel (MP) olarak
değerlendirilir. Ne kadar çok olursa o kadar iyi ve ayrıntıların yer aldığı görüntüler elde 
edilir. Günümüzde gerçek sensör çözünürlüğü maksimum 1.3MP civarı çeşitli WebCam’ler
bulunmaktadır. Resim ve videoların ayrı ayrı çözünürlüğü vardır. Genelde resimlerin
çözünürlüğü videolara göre daha yüksektir fakat bazen aynı olabilmektedir. Videolarda
çözünürlüğün az olmasının nedeni saniyede alınan görüntü sayısını artırmaktır. Pahalı
kameralarda video çözünürlüğü ve saniyedeki görüntü sayısı çok daha iyi olmaktadır.
Gece aydınlatmalı LED ışıklar
Gece görüntü almaya yardımcı çeşitli sayıda LED lambalara sahip  WebCam’ler, 
aydınlığı düşük ortamlarda daha iyi görüntüler elde etmek için kullanılabilir.

Zoom (Büyütme)
Görüntüyü daha da büyütmek için gerekli bir özelliktir. 4x, 10x gibi değerler alır. 
Örneğin 4x değeri, görüntüyü 4 kat büyütebilir demektir.
FPS (Frame per second)
Webcam’in saniyede yakaladığı görüntü sayısını gösterir. Ne kadar çok olursa görüntü 
ve video kaydı o kadar mükemmel olur. Günümüzde 15, 30, 60 gibi fps oranlarına sahip 
WebCam’ler vardır.








YAZICI (PRINTER)


Bilgisayarda hazırladığınız yazı, hesap tablosu, resim ve benzeri içerikleri kâğıda
dökmek amacıyla kullanılır. Yazıcıları bilgisayarınıza USB veya LPT bağlantısı kullanarak
bağlayabileceğiniz gibi kablosuz bağlantıyla çalışan yazıcılar kurmanız da mümkündür. 
Bazı ağ cihazlarının ve ADSL modemlerin üzerinde bulunan yazıcı bağlantı noktası ve
cihazdaki yazıcı sunucusunu kullanarak bir yazıcıyı birden çok bilgisayarın aynı anda
kullanabileceği ağ yazıcısı olarak da kurabilmektesiniz.  Yazıcılar renkli ve siyah beyaz
olarak yazı ve resim basabilmektedir.

Yazıcı Çeşitleri


 Nokta Vuruşlu (Dot Matrix) Yazıcılar
Yazma işlemi, mekanik olarak mürekkepli bir şeride yazma kafasının vurması ile
(daktilo gibi) gerçekleşir. Yazılar diğer yazıcı tiplerine göre daha büyük noktalardan oluşur.
Sesli çalışır ve aynı anda karbon kâğıdı kullanılarak birden fazla sayfayı yazabilir. Bu yazıcı
seçiminde yazıcı kafadaki pin (iğne) ve kolon sayısı önemlidir. Pin sayısı bir anda kâğıt
üzerine bırakılabilecek nokta sayısını gösterir. Kolon sayısı ise bir satırdaki basılacak harf
adedini gösterir.
Nokta  vuruşlu yazıcılar, sayfa başına düşük yazdırma maliyeti fakat yüksek yazıcı
fiyatına sahiptir. Baskı kaliteleri yüksek değildir. Dolayısıyla sadece metin içeriklerini,
genellikle de fatura, irsaliye ve makbuz yazdırmada kullanılır. Ev kullanımı için uygun
değildir.
Mürekkep Püskürtmeli (Ink Jet) Yazıcılar
Mürekkebin kâğıt üzerine püskürtülme esasına dayalı olarak çalışan yazıcılardır.
Yazıcı kafası, üzerinde siyah ve renkli mürekkep kartuşlarını taşır. Yazma sırasında, kâğıdı
satırın başından sonuna kadar tarar ve sonra alt satıra geçer. Tarama sırasında mürekkep
püskürtülecek noktalara mürekkep, bu kafa tarafından kâğıt üzerine bırakılır. Kartuşlar
genelde ısı ile damla oluşturma esasına göre mürekkep püskürtür. Tüp içerisinde ısıtıcının
ısınarak basıncı artırıp damlanın dışarı çıkmaya zorlanması ile püskürtme işlemi gerçekleşir.
Bu damla çapları ortalama 50–60 mikron çapında ve 8–10 piko litre hacmindedir.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılar, günümüzde bulundukları konum itibariyle fotoğraf
kalitesinde resimlerden düşük çözünürlüklü siyah beyaz yazılara kadar çeşitli türde baskı
yapabilmektedir. Ayrıca yazıcı fonksiyonuna ek olarak bünyesinde fotokopi çekebilme ve
resim tarayabilme özelliklerini de barındıran çok fonksiyonlu yazıcı modellerinin sayısı
oldukça fazladır. Son yıllarda üretilen mürekkep püskürtmeli yazıcılara  “Bluetooth”
üzerinden kablosuz bağlantı ile resim gönderebilme, dijital fotoğraf makinenizin hafıza
kartını yazıcınıza takarak anında baskı alabilme gibi ilave fonksiyonlar da eklenmiştir. İlk
satın alma maliyetleri düşük fakat sayfa başı maliyetleri fazladır.






Lazer Yazıcılar
Lazer yazıcılar, yazım işleminde toner denilen kurumuş mürekkep kullanır.
Elektrostatik yükleri üzerinde tutabilen bir tambura sahiptir. Tambur ilk olarak pozitif yüke
sahiptir. Lazer ışını bilgisayardan gelen komuta göre istenen noktaları tarayıp negatif yükle
yükleyerek elektrostatik baskı resminin negatifini oluşturur. Pozitif yüklü noktalar basılacak
şekil, negatif kısımlar ise arkalandır. Toner tambur üzerinde bu noktalara yapışarak kâğıdın
yüzeyine yapıştırılır. Daha sonra kâğıt ısıtılarak toner iyice kâğıt üzerinde kalıcı hâle
getirilir. Sonrasında ise tamburdaki baskısı biten elektrostatik resim temizlenir.
Lazer yazıcılar, çok hızlı ve fazla miktarda baskı yapmanıza imkân verir. Lazer yazıcıların
renkli olanları da vardır. Birim sayfa başına düşen maliyet genelde daha azdır.



Yazıcıların Bağlantıları
Nokta vuruşlu yazıcılar genellikle LPT portu adı verilen paralel port üzerinden
bilgisayara bağlanır.

Mürekkep püskürtmeli ve lazer yazıcılar ise genellikle USB port üzerinden bilgisayara
bağlanır.
Gerek lazer, gerekse mürekkep püskürtmeli yazıcıların bir de ağ bağlantısı kurabilen
modelleri  mevcuttur. Ağ yazıcısı olarak da bilinen bu türlerin kendi üzerlerinde bir  NIC
(network ınterface  card  – ağ arabirim kartı) bulunur ve ağa dâhil edilebilir. Böylece ağ
yazcıları birden çok bilgisayar arasında kullanıma sunulabilecekleri gibi merkezî olarak da
yönetilebilir. Bu tür yazıcılar sayesinde, açık ve yazıcı paylaşımı etkinleştirilmiş bir
bilgisayarın sürekli açık tutulması zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır.


Yazıcılarla İlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Birim alana bırakılabilecek nokta sayısını gösterir. Birimi inç başına düşen nokta
sayısıdır (dpi). Çok olması baskı kalitesini artırır.
Nokta vuruşlu, mürekkep püskürtmeli ve lazer yazıcıdan  bize en  uygun yazıcıyı
seçmek için aşağıdaki tablonun dikkate alınması gerekmektedir.






GÖRÜNTÜLEME BİRİMLERİ


-Monitör
Monitör, bilgisayar içerisindeki bilgilerin kullanıcıya aktarılması amacıyla kullanılır.

Monitör çeşitleri
Monitörler yapılarına göre CRT (Cathode Ray Tube), LCD (Liquid Crystal Display),
plazma ve LED olmak üzere 4’e ayrılır. Bilgisayar monitörlerinde genellikle CRT ve LCD
ekranlar kullanılırken Plazma ve LED ekranlar daha çok televizyon ekranı olarak
kullanılmaktadır. Ancak özellikle yeni üretilen laptop modellerinde LED ekranlar da
kullanılmaktadır.
- CRT (cathode ray tube) monitörler:
Küçük boyutlarda binlerce kırmızı, yeşil ve mavi fosfor kaplı tabakadan oluĢan bir
ekrana, elektron demetinin çarptırılmasıyla görüntü oluşturulur. Elektron demeti fosfor
tabakaya çarpmadan önce ince metal bir maskeden (shadow mask veya aperture grill)
geçirilir. Amaç elektronları aynı noktaya odaklamak ve başıboş elektronların ekran üzerinde
görüntüyü bozmalarını engellemektir. Shadow mask, küçük deliklerden oluşan şekildeki ince
film tabakadır.  Üreticiler tarafından shadow mask a rakip olarak çıkarılmış maske
yöntemidir. Düşey doğrultuda küçük tellerden oluşur.
Burada daha az bozulma olmaktadır. Birçok aperture gril ekran düz (flat) şeklindedir.


LCD (liquid crystal display):
LCD ekran, plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin ışığı yansıtması ilkesi ile çalışır.
LCD ekranlarda kullanılan sıvı kristaller, gerilim uygulandığında düz biçimde sıralanır.

Gerilim verilmediğinde ise sıvı kristallerin en üst tabakası ile en alt tabaka, 90 derece
kıvrılmış şekilde dizilmiştir. Bu duruma twisted nematics (TN) denir. TN durumdaki sıvı
kristaller içerisinden geçen ışık, polarizatör içerisinden geçebilir. Polarizatörün görevi
kendisine gelen ışığı duruma (yatay veya dikey) göre geçirmek veya absorbe etmektir.
ġekilde a polarizatörü dikey, b polarizatörü de yatay ışık demetlerini geçirmektedir.
Elektrotlara gerilim uygulandığında ise TN yapı bozularak dikey ışık demeti yatay forma
girmediğinden polarizatör üzerinden karşı tarafa geçemeyecektir.

Bazı LCD ekranlarda hareketli görüntüler bulanıktır. Bu durumda ekran tepki süresi
önemlidir.

Plazma ekranlar:
CRT monitörlerin çalışmasına benzer bir yöntem kullanırlar. İki cam arasında düzgün
dağılmış, içerisinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu binlerce fosfor kaplı hücreler
vardır. Elektrotların farklı gerilimle Ģarj edilmeleriyle hücre içerisine, iyonize edilmiş gaz
üzerinden akım girişi olur. Bu akım UV fotonlarının oluşmasına neden olan, yüksek hıza
sahip yüklü parçacık hareketine neden olur. UV fotonlar fosfor tabakaya çarparak fosfor
atomlarını yüksek enerji ile yükler. Bu enerji atomların ısınmasına neden olur. Sonrasında
ise atomlar görülebilir sahip olduğu enerjiyi, ışık fotonu şeklinde ortama yayar.

LED ekranlar:
LED ekranlar aslında LCD ekran olarak da düşünülebilir. Light-emitting dioedes
(LEDs) olarak da bilinen LED ekranlar arkadan aydınlatmalı bir LCD ekrandır.

LED TV’lerdeki büyük yenilik aslında ekran teknolojisinde ya da görüntü sinyalini
ileten elektronik ekipmanlarda değil, arka aydınlatma sisteminde gerçekleşmiştir.

LED TV’lerde, LCD ekranlarda arka aydınlatma olarak kullanılan floresan lamba
yerine bir dizi LED (light-emitting dioede / ışık yayan diyot) kullanılır. Ekrandaki görüntüyü
oluşturan her bir piksel için ışık, bu LED’ler aracılığıyla gönderilir. Bu nedenle de daha net
ve aydınlık bir görüntü sunmaktadır.
LED TV’lerde arka aydınlatma olarak kullanılan LED’lerin bulundukları yerlere göre
LED TV’lerin ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Bunlar doğrudan aydınlatma ve kenardan
aydınlatma olarak bilinir.
Her iki teknolojinin de kendisine özel avantajları bulunur. Doğrudan aydınlatma
kullanıldığında çok yüksek kontrast oranlarına ulaşılabiliyorken kenardan aydınlatma
teknolojisinde de çok ince tasarımlar yapabilmek mümkündür.
Doğrudan aydınlatma teknolojisini kullanan LED TV’lerde kullanılan LED sayısı ve
kontrol ettikleri bölgenin büyüklüğü, görüntü kalitesini doğrudan etkiler. Kenardan
aydınlatma teknolojisi maliyetleri düşürdüğü için bu teknolojiyi kullanan LED TV’lerin
fiyatı daha uygundur.
Sonuçta her iki aydınlatma teknolojisi de standart LCD TV’lerin çok üstünde bir
görüntüleme performansı ve enerji tasarrufu sunar.
 Ekranların birbiri ile karşılaştırması:
CRT ekranların en büyük dezavantajları kapladığı alan, gözleri fazla yorması ve
harcadığı güçtür. Bu gibi dezavantajlarından dolayı ekran boyutları artırılmak istendiğinde
CRT monitörler hiç de iyi seçim olmayacaktır.

LCD ekranların CRT ekranlara göre avantajlarını şu şekilde
sıralayabiliriz:
 CRT ekranlara göre daha parlak ve yüksek çözünürlükte görüntü sunar.
 LCD ekranlarda ekranın nokta aralıklarını göremezsiniz.
 LCD televizyonlar göz yormazlar, aksine odaklama sorunu olmadığından
daha keskin ve net görüntü sunarlar.
 LCD ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 İzleme açıları dardır. En iyi izleme açısı için tam karşıdan bakmak
gerekir. Yan açılardan bakıldığında renkler değişir, siyah kısımlar
parlama yapar.
 Gerçek kontrast oranları düşüktür. Bu nedenle beyaz ve siyah arasındaki
renk geçişleri iyi değildir.
 Siyah rengi hiçbir zaman tam siyah olarak göstermezler. Görüntüyü
detaylı göstermez. Bu yüzden karanlıkta geçen filmleri izlemek keyif
vermez.
 Hareketli görüntülerde hareket eden kısımda netliğin bozulması sorunu
ile karşılaşılabilir. 
 Plazmalara oranla çok daha az renk tonu verir. Tam insan  ten rengini
yakalayamaması gibi.
 Yüksek ışıklı ortamlarda ekran yansıma yapabilir.
 Plazma ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Sınırsız izleme açısı vardır. Yan açılardan dahi mükemmel netlikte
izleme imkânı sunar.
 LCD ve LED  ekranlarda olmayan, gerçek kontrast oranına sahiptir.
Gerçek siyah renkler, çok detaylı görüntü gibi.
 LCD ve LED ekranlardan daha fazla renk sayısına sahiptir.
 Hareketli sahnelerde anlık resim yenileme ve tepki süresiyle LED ve
LCD Tv’lerden 1000 kat daha hızlıdır.
 Ortam ıĢığında ve güneşli havalarda LCD ve Led TV’lerden çok dahi iyi
görüntü verirler.
 600 Hz’e varan görüntü yenileme hızına sahiptir (Led ve Lcd TV’lerde
maksimum yapay olarak 200 Hz’dir.).
 Tepki süresi 0,001 (Led ve Lcd TV’lerden 1000 kat daha hızlı görüntü
oluĢturma)dir. Bu nedenle hareketli görüntülerde asla bulanıklaĢma
olmaz. Bilgisayar oyunu meraklıları için en iyi seçim plazma TV’lerdir.
 Parlaklık plazma ekranlarda 1.500 cd/m² iken Led ve Lcd Tv’lerde 500
cd/m² civarındadır.
 Plazma ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 Güç tüketimleri diğer ekran türlerine göre daha yüksektir.
 Kullanım ömürleri LCD ekranlara göre daha düşüktür.

Plazma ekranlarda, ekrandaki görüntü sabit kaldığında fosfor maddesinde
oluşan iyon etkisi plazmanın parlaklık ömrünü azaltır. Bunu önlemek için
alınan ISM adındaki koruyucu önlem ile sabit bir görüntü ekrana uzun
süre yansıdığında aktifleşerek ekran parlaklığını kademe kademe
düşürüyor. Bu işlem devam ederse 10 dakika içinde ekran parlaklığı yarı
yarıya düşüyor. Ancak işlem yavaş gerçekleştiği için göz bu durumu
algılayamıyor. ISM teknolojisi sayesinde plazma ekranların kullanım
ömrü uzuyor.

LED ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
 LED kullanımının ilk büyük avantajı, gelen görüntü bilgisinde siyah olan
bölgelere ışık sağlayan LED’lerin kapatılarak tam siyah görüntü elde
etmek için önemli bir başarı elde edilmesidir.
 LED ekranların ikinci büyük avantajı gösterilen renk miktarındaki artıştır.
Standart LCD TV’lerde mevcut renklerin % 70 ile % 75’i
gösterilebilirken LED TV’lerde bu oran % 85’e kadar çıkabilmektedir.
Bu da daha canlı görüntüler elde edilmesi için büyük bir avantaj sağlar.
 LED ekranların üçüncü önemli avantajı ise enerji tasarrufu konusundaki
başarısıdır. Işık kaynağı görüntüye göre kontrol edilebildiği ve açılıp
kapatılabildiği için çok ciddi boyutlarda enerji tasarrufu sağlanır. Örnek
vermek gerekirse 106 ekran bir LCD  ekran ortalama 200 watt güç
tüketirken aynı boyuttaki bir LED ekranda bu rakam ortalama 80–90 watt
civarına kadar düşebilir.
 Ekrana yansıtılacak olan görüntüde siyah bölgelere ait  LED’ler
kapatılarak çok yüksek kontrast oranlarına ulaşılabilir. Bu da görüntü
netliğinde belirgin bir artış elde edilmesini sağlar.
 Standart bir LCD ekranda 1:10.000 ile 1:50.000 arasında kontrast oranları
elde edilirken bir LED  ekranda 1:2.000.000 ile 1:5.000.000 arasında
kontrast elde edilebilir.
 LED ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 Led ekranlar diğer ekran türlerine göre daha pahalıdır.
  Kullanım ömürleri ekran türlerine göre daha düşüktür.

Monitör Bağlantıları

Ekranlar, ekran kartlarına bağlandığına göre bağlantı noktaları arasında uyumluluk
olması gerekir. Günümüzde DVI ve D-SUB tipi çıkışlar vardır. Ekran kartı DVI çıkışa
sahipse daha iyi resim kalitesi sunduğu için DVI çıkışlı bir ekran karı alınmalıdır. Çünkü
DVI dijital olarak çalışır ve dolayısı ile analog çevrime gerek kalmaz. Bilinmelidir ki
analogdan dijitale veya dijitalden analoga çevrim yapılırken veriler azda olsa bozulmaktadır.
S Video çıkışı televizyon, video, DVD player gibi cihazların bağlanması amacı ile
kullanılmaktadır. HDMI standardı, gelişmiş ve yüksek tanımlı video ile çok kanallı ses
sinyallerinin tek kablo üzerinden taşınmasını destekler. HDMI girişine uydu alıcınızı, “DVD
player”ınızı, müzik ve ses sistemlerinizi, televizyonlarınızı bağlayabilir ve yüksek kalite ses
ile görüntü aktarımı sağlayabilirsiniz.

Monitörlerle İlgili Temel Kavramlar
- Çözünürlük
Ekranların çıktıları (resim, video, program ara yüzü…) gösterirken kullanacağı nokta
sayısını gösterir. Bu noktalara piksel denmektedir. Örneğin gösterilecek bir resim için
ekranın çözünürlüğü ne kadar büyük olursa resim daha fazla ayrıntıyla gösterilir. Yaygın
çözünürlük değerlerinden 800x600, 1024x768, 1280x1024 değerleri vardır. Masaüstü
bilgisayarlarda yaygın olarak 800x600 ve 1024x768 değerleri kullanılmaktadır. Çözünürlük
azaldıkça ekrandaki resimler daha büyük ve kalitesiz görülecektir.
Örnek olarak aşağıdaki resimde bazı çözünürlük değerlerinin karşılaştırması
gösterilmiştir.


Ekran boyutu
Ekranın köşegen uzunluğunu (bir köşesinden diğer köşesine olan uzaklığını) gösterir.
inç olarak ifade edilir. 17, 19, 21, 23, 101… gibi değerler vardır. Ekran boyutu için LCD
ekranlarda görülebilir alan (kasa hariç) kastedilirken CRT ekranlarda kasa dâhil
edilmektedir.
Not: 1 inç = 2.54 cm değerindedir.
 İki piksel arası uzaklık (dot pitch)
Ekranda iki piksel arası en yakın uzaklığı belirler. Uzaklığın az olması daha fark
edilebilir, keskin renk geçişlerinin olduğu görüntüler anlamına gelir. Günümüzde 0.21, 0.24,
0.25, 0.27, 0.28 mm gibi değerler vardır.

En/boy oranı (aspect ratio)
Ekranın en ve boy oranlarını gösterir. Genelde bu oran 4:3’tür. Mesela 1024x768
çözünürlüğe sahip bilgisayarda en boy oranı 4:3’tür. Ama günümüzde 16:9, 16:10 gibi
oranlar da mevcuttur. 16:9 oranına “widescreen” (geniş ekran) ekran denilmektedir.


Ekran tazeleme oranı (refresh rate)
Ekranın baştan aşağıya saniyede taranma sayısını gösterir. Başka bir deyişle ekrandaki
görüntünün saniyedeki oluşturulma sayısıdır. Düşlük orana sahip ekrandaki görüntüler titrer
ve dolayısıyla kullanıcının gözünü yorar. Günümüzdeki hemen tüm CRT ekranlar NEC
firmasına ait MultiSync özelliğine sahiptir. Bu özellik ekranın farklı tazeleme ve çözünürlük
değerlerine sahip olabileceğini gösterir. Ekran tazeleme oranı  hertz türünden ifade edilir.
Örneğin 70 hertz değeri, ekranın saniyede 70 defa tarandığını ya da diğer bir ifade ile
ekrandaki görüntünün saniyede 70 defa tekrarlandığını belirtir.
- Ölü pikseller
Ölü pikseller görüntü değiştiği hâlde rengi değişmeyen ekran üstündeki noktalardır
(piksel). Özellikle LCD ekranlarda bazı pikseller özelliğini üretim aşamasında
yitirebilmektedir. Bu durumda ekranın belirli noktaları görüntü içerisinde göze batmaktadır.
Birçok üretici ölü piksellerin birkaç adedini garanti kapsamına dahi almamaktadır. LCD
ekran almadan önce mutlaka ölü pikseller açısından kontrol etmek yararlı olur.








  DIŞ DONANIM BİRİMLERİ


Bilgisayarın doğrudan bir parçası olmayan ancak bilgisayara daha sonradan çeşitli
portlar vasıtasıyla bağlanan cihazlara dış donanım birimleri ismini veriyoruz. Klavye, fare,
monitör, yazıcı, kart okuyucu gibi donanım birimlerini dış donanım birimlerine örnek olarak
verebiliriz.


Giriş Birimleri


-Klavye
Çeşitli menülere  erişmek, yazı yazmak, kısa yol tuşlarını kullanmak ve onay
kutularında seçim yapmak gibi amaçlarla kullanılan klavye, bilgisayar tarihinin en eski
donanım ögelerinden biridir. Öyle ki bilgisayarlarda kullanım kolaylığı sağlayan fare henüz
icat edilmemişken klavyeler tek başlarına veri girişi yapmak amacıyla kullanılmaktaydı.





Klavyenin Yapısı ve Çalışması 
Klavye anahtarlama teknolojisini kullanan yapıya sahiptir. Klavye üzerinde her bir tuş,
aslında birer elektriksel anahtardır. Tuşlar, matris düzeninde satır ve sütunlara yayılmış
anahtar düzenine sahiptir. Bu anahtarlar kapasitif, mekanik ve kauçuk yapıda olabilir.
Bunlardan en çok kullanılan ve ekonomik olan kauçuk yapılardır. Kauçuk yapının altında
karbon malzeme iletkenliği sağlamak üzere kullanılır. Her bir anahtarın altında kısa devreye
açık iletken yapı vardır. Tuşa basıldığında karbon malzeme aşağı doğru hareket ederek matris yapıyı kısa devre yapar. Tuş bırakıldığında ise kauçuk malzeme eski hâlini alarak
karbon iletken yapı, iletken telleri bırakarak kısa devre bozulur.


Bu kısa devre matris yapıda bazı kollardan akım geçişine neden olacak ve bu akım
klavye devresi tarafından algılanacaktır. Klavye devresi küçük bir bilgisayar gibi davranarak
tuşun basıldığı konuma ait kodları sahip olduğu  hafızadan (ROM) bularak PS/2 arayüzü
üzerinden bilgisayara gönderir. Bu hafıza, tuşlara karşılık gelen kodları (character map)
tutar. Klavyeler, tuşa basıldığında bilgisayara kod gönderirken bırakıldıklarında da farklı bir
kodu benzer şekilde bilgisayara gönderirler.




Klavye Çeşitleri 
Q ve F olmak üzere iki çeşit klavye vardır. Farkları, sadece harflerin yerlerinin
değişikliğidir. Klavyenin en sol üstündeki karakter ne ise (F ya da Q) klavye ona göre
isimlendirilir.



Q klavye her ne kadar ülkemizde daha yaygın olarak kullanılsa da F klavye Türkçe

kelimelerin yazımına daha uygun olarak tasarlanmıştır.


Klavye Bağlantıları
Klavyenin kasaya bağlanacağı portu gösterir. Klavyeler, PS/2 ve USB olmak üzere iki

bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlanır. Dönüştürücüler yardımıyla USB ve PS/2 bağlantı noktaları arasında dönüşüm yapılarak bağlantı yapılabilir.
Bunlardan başka kablosuz klavye tipleri vardır. Bu tip sistemleri kurmak için klavyeye
verici, porta ise alıcı takılır. Kızıl ötesi (IR) ışıkla çalışanlar ve radyo dalgaları (RF) ile
çalışanlar diye iki grupta toplanabilir. IR klavyede alıcı ve verici birbirini görmek zorunda
ama RF klavyelerde bu zorunluluk yoktur. Kablosuz klavyeler çalışması için pile gereksinim
duyar.











-Fare
Grafik ekranda imleci (cursor) istenen konuma getirmek ve komutlar vermek için 
kullanılan donanım birimidir. Standart olarak bir farede üç adet düğme (sol, orta, sağ) 
bulunur. Optik, lazer ve mekanik (toplu) çeşitleri vardır. Optik ve lazer fareler alt taraftan 
kırmızımsı bir ışık yayar. Mekanik çeşit ise altta dönen ağır bir topa sahiptir ve çabucak
tozlanarak hareketi engelleyici kirler yatay ve düşeyde dönebilen disk millerine 
yapışabilmektedir. 
Farenin sol tuşuyla genellikle çift tıklama, bir dosyayı tutup sürükleme ve menü 
seçeneklerini işaretleme gibi faaliyetleri gerçekleştirirken sağ tuşu kullanarak da işletim 
sisteminin veya programların sağ tuş içerik menülerini açabilirsiniz. Kaydırma tekeri ile 
sayfalarda yukarı veya aşağı doğru hareket edebilirsiniz.

 -Farenin Yapısı ve Çalışması
Fareler yapı olarak ikiye ayrılır:

- Mekanik fareler
Bu tip farelerde yatay ve düşey kaydırıcıya serbest dönebilen topun sürtünmesi ile fare 
hareketi algılanır. Kaydırıcılar üzerinde delikler bulunan disklere sahiptir. Disklerin önünde 
ve arkasında optik (IR) alıcı ve vericiler vardır. Topun hareketi ile dönen disk, vericinin 
yaydığı ışığın alıcıya ulaşırken kesikli olmasını sağlayacaktır. Alıcının ışık aldığı anlar 
sayılarak farenin hangi eksende ne kadar ilerlediği hesaplanarak bilgisayara gönderilir.
-Optik ve lazer fare
Bunlar kendi aralarında benzer yapıya sahiptir, sadece aydınlatma ışığı farklıdır. Optik 
fareler aydınlatma için LED ışığı kullanırken lazer fareler lazer ışınını kullanır. Lazer, 
yüzeydeki daha fazla ayrıntıyı gösterebilme kabiliyetine sahiptir. Farenin hareket ettiği 
yüzeyden alınan görüntüler işlenerek DSP (digital signal processing) devreleri yardımıyla 
hangi yönde hareket ettiği saptanır. Yüzeyden alınan her bir resim işaret işleyiciye 
gönderilir. işaret işleyici devre, farenin hareket hızına ve yönüne, resimleri karşılaştırarak 
karar verir.

Kablosuz (wireless) fare
Bu tip sistemleri kurmak için klavyeye verici, porta ise alıcı takılır. Kızıl ötesi (IR) 
ışıkla çalışanlar ve radyo dalgaları (RF) ile çalışanlar diye iki grupta toplanabilir. IR 
klavyede alıcı ve verici birbirini görmek zorunda ama RF klavyelerde bu zorunluluk yoktur. 

Fare Çeşitleri 
Fareleri çalışma şekillerine göre mekanik ve optik olmak üzere ikiye ayırabiliriz.

Mekanik fareler: Fare hareketini algılamak için farenin alt kısmında bulunan 
bir top kullanılır. Zamanla bu topun kirlenmesinden dolayı farenin hareketleri 
algılaması yavaşlayacağı için temiz tutulmalıdır.

 Optik ve lazer fare:  Fare hareketini algılamak için top yerine optik farelerde 
LED ışığı, lazer farelerde ise lazer ışını kullanılır. Bu nedenle hem kirlenme 
olayı ile karşılaşılmaz hem de fare hareketleri daha duyarlı bir şekilde algılanır. 
Lazer farelerde kullanılan lazer ışığı sayesinde daha yüksek çözünürlüklü 
hareket algılama sağlanır.
Fareleri bağlantı şekillerine göre kablolu ve kablosuz olmak üzere ikiye 
ayırabiliriz.

 Kablolu  fare:  Fare ile bilgisayar arasındaki bağlantı bir kablo vasıtası ile 
sağlanır.

 Kablosuz (wireless) fare: Fare ile bilgisayar arasındaki bağlantı kablosuz 
vericiler ile sağlanır. Kablosuz fareler, bilgisayara doğrudan bağlanmaması 
nedeniyle uzaktan kullanılabilirlik ve portatiflik sağlar. Kablosuz fareler, 
çalışması için pile gereksinim duyar.

 Fare Bağlantıları
Farenin kasaya bağlanacağı portu gösterir.  Fare, PS/2 ve USB olmak üzere iki 
bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlanır.
Dönüştürücüler yardımıyla USB ve PS/2 bağlantı noktaları arasında dönüşüm 
yapılarak bağlantı yapılabilir.















DONANIM KARTLARI 


Anakart üzerindeki genişleme yuvarına takılan kartlara verilen genel isimdir. Önceleri anakartlar üzerinde PCI, ISA, AGP gibi slotların sayısı çok olurdu. Bunlar eklenecek donanım kartları sayısını artırmak içindi. Günümüzde ise onboard (tümleşik) teknolojisinin gelişmesiyle eskisine nazaran daha az genişleme yuvasına ihtiyaç duyulmasına sebep oldu. 

EKRAN KARTI 

Bilgisayar ekranındaki bütün yazı ve grafiğin oluşturulmasında işlemci ile ekran arasında görev yapan dönüştürücülerdir. Bilgisayarlarda görüntü kalitesi hem ekran kartına hem de monitöre bağlıdır. Ekran kartının kalitesini ise fiziksel yapısı, kullandığı veriyolu ve ara yüz çeşidi (CGA, VGA, SVGA) belirmektedir. Ekran kartı bilgisayar sisteminin 4 bileşenini kullanır. Anakart: Ekran kartına veri için bağlantı ve enerji sağlar. 

Mikroişlemci: Her bir pikselle ne yapacağı kararını verir.

Bellek: Ekran kartına gönderilecek bilgileri geçici olarak tutar.

Monitör: Ekran kartında gelen bilgileri görüntüler. 



EKRAN KARTININ YAPISI VE ÇALIŞMASI 

Görüntünün oluşturulmasında ve monitöre aktarılmasında etkin rol alan temel bileşenler şunlardır:  VGA BIOS: Ekran kartının çalışmasını sağlayan komutlar içermektedir. Yani ekran kartının ne zaman ne iş yapacağını bu bileşen belirlemektedir. Grafik işlemci (GPU): Ekran kartının beyni gibidir. Görüntü hesaplamalarını ve görüntü iĢlemlerini mikroiĢlemciye (CPU) yansıtmadan ekran kartında gerçekleĢtiren bir yongadır.  Video RAM: Grafik işlemci görüntüyü oluştururken hafıza olarak ekran kartı üzerindeki hafızayı kullanmaktadır. Bu da ana belleğin sadece CPU tarafından kullanılarak performansın artmasına sebep olmaktadır.  RAMDAC (dijital-analog çevirici): Ekran kartının görüntü belleğindeki dijital (sayısal) verileri monitörde görüntülenecek analog sinyallere dönüĢtürerek ekran kartının monitör çıkışına gönderir. RAMDAC’in verileri dönüştürme ve aktarma hızı, ekran tazelenme hızını belirler. Bu hız Hz cinsinden ölçülür. Örneğin monitörün ekran tazeleme hızı 70 Hz olarak ayarlanmışsa görüntü saniyede 70 defa yenilenir.    


LCD ekranlar dijital sinyalleri görüntülediklerinden ekran kartının görüntü belleğindeki görüntülenecek veriler RAMDAC’e gitmeden direkt ekran kartının DVI (digital visual interface) çıkışına aktarılır. 

Bilgisayarın işlemcisi tarafından işlenen veriler anakart ile ekran kartının görüntü belleğine aktarılır. Görüntü işlemcisi görüntü belleğindeki verileri iiler ve görüntü 
hesaplamalarını yaptıktan sonra görüntü belleğine gönderir. Bu veriler buradan RAMDAC  birimine gider. Görüntü belleğindeki bilgiler RAMDAC’e aktarıldıktan sonra bu bellek 
boşalır. Boşalan belleğe görüntü işlemci tekrar veri iletir. RAMDAC bu dijital verileri monitörde görüntülenecek analog sinyallere dönüştürüp ekran kartının çıkışına gönderir. Bu işlemler sırasında Video BIOS’da ekran kartının veri akışını kontrol eder ve düzenler. 
Veriyolu hızı, görüntü belleğinin kapasite büyüklüğü bu işlemlerin süresini azaltır ve görüntü kalitesini artırır.   


 Ekran Kartı Çeşitleri 

Fiziksel yapısına göre ekran kartları onboard (tümleşik) ve haricî (genişleme yuvalarına takılan) ekran kartları olmak üzere ikiye ayrılır. Günümüzde çeşitli üreticiler tarafından her türlü kullanıma uygun olarak ekran kartları üretilmektedir.  

Veriyolu standardına göre ekran kartları; ISA, PCI, AGP, PCI-X ve PCI-e Ģeklinde gruplandırılabilir. 


Ekran kartı seçerken bilgisayarınızı ne amaçla kullanacağınıza karar vermiş olmanız gerekir. Ofis ortamında kullanılacak bir bilgisayarın sahip olacağı ekran kartı ya da basit işlerde kullanılacak bir bilgisayarda kullanılacak bir ekran kartı çok yüksek bir performans sunmak zorunda değildir; bu tip ihtiyaçlar için ortalama bir model yeterli olacaktır. Ancak 
yeni nesil bilgisayar oyunlarını oynamak isteyen ya da tasarım, çizim ve animasyon yazılımları ile uğraşmayı düşünen bir kullanıcı, çok daha gelişmiş ve yüksek fiyat karşılığında satılan modellere yönelmelidir. 


SLI: SLI (scalable link ınterface) teknolojisi iki kartı aynı anakart üzerine bağlayarak grafik işleme performansını çok büyük ölçüde artırmaya yarayan bir yapıdır. şki ayrı fiziksel ekran kartı üst bağlantı ile bağlandıktan sonra yazılım 
ile gerekli ayarlamalar yapılarak tek bir ekran kartı gibi çalışma şekli göstermesine rağmen iki adet ekran kartının performansına yakın bir güç sunmaktadır.

Crossfire: SLI teknolojisine benzer bir teknoloji olan ve crossfire teknolojisi ile 2 veya daha fazla çekirdeğe sahip ekran kartı, uygun şartlar altında birbirine bağlanarak performans artışı sağlanmaktadır. 

PCI-e ekran kartı günümüzde en çok kullanılan ekran kartı çeĢididir. Sebebi ise veriyolları konusunda anlattığımız gibi PCI-e veriyolunun bant genişliğinin yüksek oluşudur. 

 EKRAN KARTI MONTAJI 


Ekran kar grafiksel işlemlerde bilgisayar performansını belirleyen unsurlardan biridir. Bu kadar işlem yapıp bileşenin ısınmaması düşünülemez. Bazı ekran kartlarında haricî güç girişi bile bulunmaktadır. şyi bir ekran kartının bulunduğu bilgisayar kasasının da çok iyi fan sistemine ihtiyacı vardır.

EKRAN KARTI MONTAJ ADIMLARI 

Kasa üzerinde ekran kartının takılacağı slotun 
karşısına gelen genişleme yuva kapağı çıkarılır. 

Ekran kartı slota yerleştirilip bastırılarak yerine 
oturması sağlanır. 

Slotun en arkasındaki kilidin kapanması ekran 
kartımızın yuvasına oturduğunun göstergesidir. 

En son ekran kartı vida ile kasaya sabitlenir. 

 Ses Kartı 

Ses kartı, sayısal olarak tutulan ses bilgilerini analog ses sinyallerine ve aynı zamanda da analog ses sinyallerini sayısala dönüştürmektedir. Hoparlörden alınan ses, dijital bilginin analog sinyale dönüşmüş şeklidir. Mikrofondan bilgisayara kaydedilen seste, analog sinyalin dijital ses bilgisine dönüşmüş şeklidir. Ses kartları günümüzde onboard (tümleşik) olarak gelmektedir. Haricen bir ses kartı takmak istiyorsak BIOS’tan onboard ses kartı devre dışı bırakılmalıdır. 

 SES KARTININ YAPISI VE ÇALIŞMASI 

SES KARTININ TEMEL BILEŞENLERI ŞUNLARDIR:  

DSP (digital signal processor): Kartın ses üreticisidir. DSP, gerekli notaları wavetable hafızasının değişik bölgelerinden değişik hızlarda okuyarak müziğin ya da sesin ortaya çıkmasını sağlar.
FM/wavetable synthesizer: Ses kartından gelen dijital bir sesi eş değer midi sesine dönüştürür. 

DAC/ADC: Analog sinyalleri dijitale çevirerek ses kartının bunları işleyebilmesini sağlar. Ayrıca dijital ses bilgilerini çıkışta analog sinyallere çevirir. 
 
CD audio connections: CD-ROM’da müzik CD’leri çalabilmek için sürücünün arkasında bulunan analog line çıkıĢından ses kartının üzerindeki line girişine bir bağlantı yapılır. 
 
S/PDIF: Üreticiler tarafından geliştirilen bu ara birim cd player, DAT gibi kaynaklardan sayısal veri aktarımı kayıpsız yapılabilir. 
 
TAD: Ses kartı ile modem arasında yapılan bağlantı ile gelen telefon sesi hoparlöre aktarılır ve mikrofon ile cevap verilebilir. Telefon çaldığında ses, modem üzerinden TAD noktasına bağlı kablo ile ses kartına aktarılır. Mikrofondaki seslerde ses kartı ile modeme taşınır. Bunların yapılabilmesi için faks/modem kartın “voice” özelliği olması gerekir. 
 
AUX-IN: Çeşitli kartlar (tv, radyo, mpeg) ile ses kart arasında bağlantı kurulduğu yerdir. Bu kartlardaki ses sinyallerinin ses kartına aktarılmasını sağlar. 

Ses kartının bağlantı portları: 
 
Line In (mavi): Teyp ya da CD player’deki sesleri bilgisayar ortamına aktarır.  

Microphone In (pembe):  Ses kartın mikrofon girişidir. DıĢ ortamdaki seslerin 
mikrofon  bilgisayara gönderilmesini sağlar.  
 Line Out (yeşil):  Ġki hoparlörün  ya da kulaklığın  kullanılmasını sağlayan çıkıştır. 3D ses sistemlerinde buraya front (ön) hoparlörler bağlanır.  
Rear Out (turuncu):  3D ses rear (arka) hoparlörler buraya bağlanır.  
 
Joystick/MIDI port:  Joystick ve MIDI aygıtlarının bağlanmasını sağlar. 

Bilgisayarın çevre birimlerinde girilen analog ses sinyalleri ses kartına aktarılır. Ses kartının analog dijital çeviricisi (ADC) tarafından analog ses sinyallerini dijital sinyallere dönüĢtürür. Dijital hâle dönüĢtürülmüĢ ses sinyalleri DSP’ye aktarılır. Bu birim tarafından veriler iĢlenir. DSP verileri, anakartın veriyoluna iletir. Bu dijital veriler mikroiĢlemci 
tarafından iĢlenir ve depolanması için depolama birimlerine aktarılır. 

 Bilgisayardaki ses verilerini dinlemek için dijital ses verileri depolama aygıtlarında okunur, mikroiĢlemciye aktarılır ve ses kartındaki DSP’ye iletilir. DSPveriyi çözer. ÇözülmüĢ veri ses kartının dijital analog çeviricisi (DAC) tarafından analog ses sinyallerine dönüĢtürülür ve ses kartının çıkıĢına aktarılır.  

 SES KARTI ÇEŞITLERI 

Ses kartları veriyolu standardına göre ve fiziki yapılarına göre çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir.  Veriyolu standardına göre ses kartlar ISA, PCI ve PCI express olarak üçe ayrılır. Fiziki yapılarına göre ise anakartla tümleĢik olanlar (onboard) ve anakarta sonradan takılabilenler olmak üzere ikiye ayrılır. Ayrıca ses kartlarında 3D teknoloji ürünleri de üretilmektedir
 
ISA 

 
PCI 
 
PCI-e 


 ETHERNET KARTI  

Bilgisayarlar arasında her türden verilerin transferini kablolar aracılığı ile taşıyabilmek için kısaca ağ denilen yapılar oluşturulur. Ağda bulunan makinelerin sayısı ve mesafelerine göre çok değiĢik yapı ve bağlantı oluşturulabilir. Yerel ağın oluşturulmasında kullanılan ve bilgisayarla arasındaki fiziksel bağlantıyı sağlayan kartlara ethernet kartı denir. 

Ethernet kartı = Ağ kartı = NIC (network ınterface card) = LAN kartı 


 ETHERNET KARTININ YAPISI VE ÇALIŞMASI  

Ethernet kartı bilgiyi paketler hâlinde yollar. Bunun iki türlü faydası vardır. Birincisi büyük bir dosya transferi yapan bir bilgisayar, ağın tamamını uzun bir süre meşgul durumda tutmamış olur.İkincisi ise büyük bir dosya paketlere ayrılmamış olsaydı, aktarım esnasında bir bozulma olursa bu dosyanın tamamının yeni baştan gönderilmesi manasına gelirdi. Oysa paketlere ayrılınca sadece bozuk olan parça 
tekrar gönderilir. Ethernet veri paketinin yapısı sabittir. Her paket şu dört bilgiyi içerir: 
Destination MAC adres 
Source MAC adres 
Veri 
CRC kodu 

 
Destination MAC adres:  Alıcının MAC adresi 

Source MAC adres:  Gönderenin MAC adresi 
 
Data : Gönderilecek veri 
 
RC code: Hata kodu. Gönderilen verinin bozulup bozulmadığını kontrol eden 
koddur. 

Ethernet kartlarının sahip olduğu dünyada tekil olan ve 48 bit geniĢliğinde bir adresi vardır. Bu adrese MAC adresi denir.  

Bir bilgisayarı bir ağa veya bilgisayara bağlamak için TP (Twisted Pair-Çift Bükümlü) veya koaksiyel kablo kullanılır. Günümüzde RJ-45 konnektörlü ethernet kartları kullanıldığı 
için buna bağlı olarak TP kablolar kullanılmaktadır. Bu kabloların içinde 4 çift bükümlü kablo bulunmaktadır.  Farklı tip iki cihazın birbirine bağlanırken düz-standart-straight, aynı 
tip cihazların birbirine bağlanmasında ise cross-çapraz kablo kullanılır.  

 Ethernet Kartı Çeşitleri 

Konnektör yapılarına göre ethernet kartları: 

 
BNC konnektörlü ethernet kartları: Eski teknoloji olan BNC konnektörlü kartlar, koaksiyel kablo kullanan ethernet kartlarıdır. En fazla 10 Mbps veri iletimini sağlar. 

 BNC Ethernet kartı 

 
RJ-45 konnektörlü ethernet kartları: Bükülü kablo çifti kullanan ethernet kartlarıdır. EIA/TIA 568A ve EIA/TIA 568B olmak üzere iki standardı vardır. Çift bükümlü kablonun ucuna RJ-45 konnektörü takılır. 10, 100, 1000 Mbps hızlarında veri iletimini sağlar. 

Veri iletim hızlarına göre ethernet kartları: Günümüzde RJ-45 konnektörlü  ethernet kartları üretilmektedir. Bu kartlar 10 Mbps, 10/ 100 Mbps, 1000 Mbps gibi farklı veri iletim hızlarına sahiptir. 


 DIĞER DONANIM KARTLARI  

Bilgisayarda tümleşik olarak gelmeyen genişleme kartları anakarttaki slot sayısının müsaade ettiği kadar bilgisayar donanımına eklenebilir. Eğer takılacak bir slotunuz
kalmamışsa USB portlarından haricî (external) olarak ekleyebilirsiniz. Tabii bu da USB’yi kullanan diğer cihazların bant genişliğini azaltmış olacaktır. 


 TV/CAPTURE KARTI 

Televizyon yayınlarının bilgisayarda seyredilmesini sağlayan buna bağlı olarak video ve resim kaydedilmesine olanak sağlayan genişleme kartıdır. TV kartları standart bir donanım olmadığı için genelde tümleşik olarak gelmez, sonradan genişleme yuvalarına takılır. TV kartlarını dijital ve analog olmak üzere ikiye ayırabiliriz. 

TV kartları üzerinde “tuner” denen ve anten üzerinden gelen çeĢitli frekanslara sahip sinyallerden istenen sinyali alıp çıkarma görevini yapan bir bileĢene sahiptir. Örneğin havada 
karasal yayın yapan onlarca kanalın frekansı var ve hepsinin frekansları farklı. Bu frekanslardan izlenmek istenen kanalın frekansının geçişine izin veren ve diğerlerini filtreleyen yapılara tuner denir. DSP (dijital işaret işleyici) yardımıyla elde edilen bu sinyaller işlenerek ses ve görüntüden oluşan televizyon sahneleri oluşturulur. 

Analog TV kartı: Karasal TV yayınlarının bilgisayarda izlenmesini 
sağlayan TV kartıdır.  
 
Dijital TV kartı: Dijital TV yayınlarının görüntülenmesini sağlar. Bunun için uydu anteni takılmalıdır.  

Capture kartı, dijital veya analog olarak kodlanmış bir videoyu, bilgisayara aktarmak amacıyla kullanılır. Günümüz TV kartları ve bazı grafik kartları (mesela ATI all in wonder), 
aynı zamanda capture etme özelliğine sahiptir. Birden fazla kartın iĢini yapan kartlara kombine kart denir. Fakat kombine kartların genellikle birkaç dezavantajı vardır. 
 
Giriş-çıkışları, ilave kartlar kadar zengin değildir. 

Kombine kartlar sesi genellikle ses sinyali, ses kartına bağlandığı için uzun filmlerde ses ve video, senkron olmayabilir. 

Kombine kartlarda genellikle yazılımsal kodlayıcı olduğundan yüksek çözünürlükte düşük performans verir. 

Kayıt işlevini kodlanmamış biçimde yaptıklarından video dosyalarının boyutu çok yüksek olur. Capture kartı analog ve dijital girişlere sahip olabilen ve video ve ses sinyallerini dijital ortama aktarmak için kullanılan kartlardır. 



SCSI KART 

SCSI (Small computer system ınterface-küçük bilgisayar sistemi arabirimi “skazi” diye okunur.), bilgisayarlar tarafından çevre birimlerini sisteme bağlamak için kullanılan bir paralel arabirim standardıdır. SCSI aygıtları sabit diskler, optik sürücüler, tarayıcılar veya teyp sürücüleri olabilir.Bir SCSI kartına bilgisayarın içindeki bir PCI yuvasına yerleştirilir.  
  
SCSI kartı satın alınmak istendiğinde anakartın SCSI bileşenleri ile uyumlu olduğundan emin olunmalıdır. 

SCSI teknolojisini IDE’ye tercih edilmesinin en büyük nedeni çok daha hızlı veri aktarabilmesidir. SCSI sürücüler sunucu kullanımında hem hız hem güç bakımından da tercih edilmektedir. Bunun nedeni SCSI kartının kendi işlemci çipinin bulunması ve SCSI sürücülerin 7/24 çalıĢmaya göre tasarlanmış olmasıdır. 

Bir SCSI kartına büyük bir avantajı da kart başına 15 cihaza kadar bağlantı sağlayabilmesidir. 








GÜVENLIK KARTI 

Güvenlik kartı, sisteminizi bilgisayar virüslerinin etkilerine, kaza sonucu dosyaların silinmesine ya da bozulmasına, elektrik kesintisinden oluşan yazılım bozulmalarına ve yetkisi olamayan kullanıcıların yapılandırma ayar değişiklerine karşı koruyan kartlardır. 
Güvenlik kartları genel CMOS ve BIOS bilgilerinde kullanıcı tarafından yapılan değişiklikleri de geri getirebilir. Bütün sayılan bu işlemlerin yapılabilmesi için tek yapılması 
gereken bilgisayarın yeniden başlatılmasıdır. 

Tüm yazılım ve donanımlarıyla hazır hâle getirilen bilgisayar sisteminize en son güvenlik kartı monte edilir. Yazılımı yüklendikten sonra devre dışı bırakabilmek için bir 
Ģifre belirlenir. Aktif edildikten sonra çalışma esnasında yapılan bütün değişiklikler, bilgisayar yeniden başlatıldıktan sonra eski hâline geri dönecektir. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder