6 Ekim 2012 Cumartesi

Anakartlar

Anakart, bir bilgisayarın tüm parçalarını üzerinde barındıran ve bu parçaların
iletişimini sağlayan elektronik devredir.
Anakartın Yapısı ve Çalışması
Anakartlar özel alaşımlı bir blok üzerine yerleştirilmiş ve üzerinde RAM yuvaları genişleme kartı slotları, devreler ve yongalar bulunan ve bütün bu donanım birimlerinin mikroişlemci ile iletişimini sağlayan elektronik devredir. Anakart, üzerindeki yonga setleri sayesinde sistem çalışmasını organize eder. Bir nevi tüm birimlerin bir arada ve uyumlu çalışmasını sağlayan bir köprü vazifesi görür.
Anakart bütün donanımları veya bağlantı noktalarını üzerinde bulundurur. Üzerinde mikroişlemci soketi, RAM slotu, genişleme yuvaları (ISA, PCI, AGP ve PCI-e), BIOS, donanım kartları (dâhilî), veri yolları ve bağlantı noktalarını bulundurur. Anakart, bilgisayara hangi sistem bileşenlerinin eklenebileceğini ve hızlarının ne olacağını belirleyen temel unsurdur.
Anakartlarda dikkat edilmesi gereken hususların başında, kullanılmak istenen CPU (işlemci) ile uyumlu bir yonga seti kullanan bir anakart sahibi olmanız gerekliliği gelir. En son işlemci,  anakart ve diğer donanım bilgilerine çeşitli bilgisayar dergilerinden faydalanarak ve internette araştırma yaparak ulaşılabilir.



Anakartın Bileşenleri
Anakartlar büyük elektronik devreler olduğu için tek tek elemanları ele almak yerine bölgesel olarak anlatmak yerinde olacaktır.

Yonga Seti (Chipset)
Anakart üzerinde yer alan bir dizi işlem denetçileridir. Bu denetçiler anakartın
üzerindeki bilgi akış trafiğini denetler. Bilgisayarın kalitesi, özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir. Bir yonga seti “North Bridge” (kuzey köprüsü) ve “South Bridge” (güney köprüsü) denen iki yongadan oluşur. Esasen bir anakart üzerinde birden fazla yonga mevcuttur. Ancak kuzey ve güney köprüleri yönetici yongalardır. Tipik bir kuzey köprüsü yongası temel olarak işlemciden, bellekten, AGP veya PCI ekspres  veri yollarından sorumludur ve bunların  kontrolüyle bunlar arasındaki veri aktarımını sağlar. Ancak  kuzey köprüsü ve  güney köprüsü özellikleri üreticiye ve yonga setine göre farklılık gösterebilir ve bu genellemenin dışına çıkabilir. Kuzey köprüsü yongası fonksiyonlarından dolayı işlemciye, bellek ve AGP slotlarına yakın olmalıdır (Sinyalin geçtiği fiziksel yollar ne kadar kısa olursa sinyal o kadar temiz ve hatasız olur.) ve bu yüzden de  anakartın üst kısmına yerleştirilir. Zaten adındaki “kuzey” kelimesi de buradan gelmektedir.
Güney köprüsü yongası ise giriş-çıkış birimlerinden, güç yönetiminden, PCI
veriyolundan ve USB ile  anakarta entegre özelliklerden (ses ve ethernet gibi) sorumludur. Adındaki “south” kelimesinin de yine  anakarttaki pozisyonundan geldiği kolayca tahmin edilebilir.
Üreticilerin yonga setlerini iki parça  hâlinde tasarlamaları  anakart tasarımında
esneklik sağlar. Örneğin USB 2.0 desteği olmayan bir yonga setine bu desteği eklemek için bütün yonga setini baştan tasarlamak yerine sadece  güney köprüsü yongasında  değişiklik yapmak çok daha kolaydır. Ayrıca değişik özelliklerdeki  güney köprüsü yongaları kullanılarak değişik kullanıcı gruplarına hitap etmek mümkün olur ve böylece kullanmayacağınız özellikler için boşuna para vermek zorunda kalmamış olursunuz.



 Chipset Çeşitleri:
Günümüzde birçok yonga seti üreten firma mevcuttur. Çalışma ve kullanım
amaçlarına göre birçok çeşitlilikte yonga seti üretimi yapılmaktadır. Firmaların ürettikleri bu yonga setleri  anakartların performansını ve maliyetini etkileyen önemli unsurlardandır. Anakartların kullanım alanı ve kalitelerine göre kullanılacak olan yonga setlerinin uygun özelliklerde ve kalitede olması beklenir.
 Veri Yolları (BUS)
Anakart üzerindeki bileşenlerin birbiriyle veri alışverişini sağlayan yollardır.
Dışarıdan bağlanan donanımlarda ise veri yolları uçlarında bulunan slotlar sayesinde bilgi alışverişi sağlamaktadır.
Bant Genişliği: iletişim kanalının kapasitesini belirler. Birim zamanda aktarılabilecek veri miktarıdır. Bant genişliği ne kadar büyükse belli bir sürede aktarılabilecek veri miktarı da okadar büyük olur.
ISA (Industry Standart Architecture)
Eski bir slottur ve 8-16 bit veriyoluna sahiptir. Bant genişliği çok düşük olduğundan günümüz  anakartlarında kullanılmamaktadır. 1981’de üretilen kişisel bilgisayarlarda kullanılmıştır, bir standardı tanımlar. Veriyolu önceleri 8 bit, daha sonra 16 bit’e çıkarıldı.
Adres yolu 24 bittir. Hızı 8.33 Mhz (mega hertz)’dir. Tak ve çalıştır özelliği yoktur.
Tak-çalıştır (Plug and play): Genellikle bilgisayarlarda, sisteme bağlı olan bir donanımın herhangi bir ayarlamaya ihtiyaç olmaksızın donanımın sürücüsünün otomatik olarak sisteme yüklenmesi anlamında kullanılan terimdir. Genellikle bilgisayarların USB portunu kullanan cihazlar için kullanılır.





PCI (Peripheral Component Interconnect)
Bu  veriyolu 64 bitlik olup 1993 yılında geliştirilmiştir. Uyumluluk problemleri
nedeniyle uygulamada 32 bit olarak kullanılmaktadır. 33 veya 66 MHz saat hızlarında çalışır. 32 bit 33 MHz hızında çalışan PCI veriyolunun kapasitesi 133MB/sn. (mega bayt / saniye)dir. PCI  veriyolu tak-çalıştır desteklidir. PCI slotları beyaz renkli olup modem, ses kartı, ağ kartı, TV kartı gibi donanım kartlarının takılması sebebiyle diğer slotlara oranla sayısı fazladır. Onboard (tümleşik) teknolojisinin geliştirilmesiyle PCI slotlarına bağlanacak donanım kartları sayısı azalmıştır.


AGP (Accelerated graphics port – Hızlandırılmış grafik portu)
533 MHz veriyolu hızına çıkabilen AGP veriyolu sadece ekran kartlarının takılacağı yuva olarak  anakartlarda bulunur. AGP kanalı 32 bit genişliğindedir ve 66 MHz hızında çalışır. Yani  toplam bant genişliği 266 MB/sn.dir. Ayrıca özel bir sinyalleşme metoduyla aynı saat hızında 2, 4 ve 8 katı daha hızlı veri akışının sağlanabildiği 2xAGP, 4xAGP ve 8xAGP modları vardır. 2xAGP'de veri akış hızı 533 MB/sn. olmaktadır.Bilgisayarda çalışılan programlar veya oyunlar geliştikçe ihtiyaç duyulan bant genişliği de artmaktadır.
 PCI-X
Server platformlarında uzun süredir kullanılan bir  veriyoludur. PCI-X standardının amacı PCI slotlarından daha fazla bant genişliği sağlayıp  “Gigabit  Ethernet” gibi server platformlarında, iletişim kartlarına gerekli bant genişliğini sağlamaktır. PCI Express ile karıştırılmamalıdır. Bu iki teknoloji birbiriyle kesinlikle uyumlu değildir.





PCI express (PCI-e)
PCI-e,  güç tüketimini özellikle AGP limitlerini genişleten,  sistem belleğini daha
efektif kullanarak ekran kartı ve diğer donanım maliyetlerini kısma  imkânı veren bir veriyoludur.
PCI Express’in, PCI-e 1.1 ve PCI-e 2.0 olmak üzere 2 spesifikasyonu vardır. PCI-e
1.1'de hat başına hız 250 MB/s olarak verilirken, PCI-e 2.0 bunu 500 MB/s düzeyine çıkartır. Böylece ekran kartları için kullanılan PCI-e x16 bağlantılarında PCI-e 1.1’te toplam 4000 MB/s, PCI-e 2.0 ise 8000 MB/s verir.
Normalde PCI-e 1.1 için aktarım hızı hat başına "2.5 Giga-Transfers/second" denir.
Bu değer saniyede aktarılan bit sayısıdır. Normal koşullar altında kaç MB aktarıldığını görmek için  bit sayısını sekize bölmeliydik ancak PCI-e 8b/10b adı verilen bir kodlamayı kullanır. Yani PCI-e'nin fiziksel iletim katmanında her  bayt, teknik nedenlerle 10 bitlik gruplar  hâlinde iletilir. 8b/10b kodlamasından kaynaklanan % 20'lik farkı hesaba kattığımızda, iletilebilecek en yüksek ham veri miktarını hat başına 250 MB/s olarak buluruz. PCI-e 2.0 için de hat başına 500 MB/s sayısını elde ederiz.PCI-e'nin diğer yenilikleri arasında dinamik bağlantı hızı yönetimi, bağlantı bant genişliği notifikasyonu gibi özelliklerin yanında, güç sınırı tanımlama olanağı da bulunuyor. 
Bu sonuncusu ile daha yüksek güç ihtiyacı olan kartlar için kart yuvasının güç limiti düzenlenebiliyor. PCI-e 2.0, PCI-e 1.1 ile geriye doğru uyumlu olacak şekilde tasarlanıyor; yani PCI-e 2.0 destekli bir yonga üzerine kurulu anakart satın aldığınızda, eski PCI-e 1.1 ekran kartınız yeni anakartınızda çalışmaya devam edecek.Geriye uyumluluğu biraz daha açalım.
PCI-e 1.1 ekran kartıyla PCI-e 2.0 yuvalı  anakart: Çalışacak, ancak bir
tanesi PCI-e 1.1 olduğu için ara bağlantı PCI-e 1.1 hızında olacak.
PCI-e 2.0 ekran kartıyla PCI-e 1.1 yuvalı anakart: Yeni alacağınız PCI-e 2.0
ekran kartı, eski anakartınızla çalıĢacak ancak aynı Ģekilde bir tanesi PCI-e 1.1
olduğundan ara bağlantı yine PCI-e 1.1 hızında olacak.
PCI-e 2.0 ekran kartıyla PCI-e 2.0 yuvalı anakart: Ancak bu durumda PCI-e
2.0 hızlarında çalışmak mümkün olacak.





Portlar ve Konnektörler
Anakart ile dış birimlerin iletişim kurmasına olanak sağlayan bağlantı noktalarıdır. Portların bir kısmı kasanın içindedir ve bu portlara hard disk gibi kasa içine monte edilen birimler bağlanır. Bazı portlarda kasa yüzeyinde  anakarta monteli şekilde bulunur. Bu portlara kasa dışından ulaşılır ve mikrofon gibi kasa dışında bulunması gereken cihazlar bağlanır.


1. PS/2 portu: Yeşil ve mor renklerde ayrı iki PS/2 portu olan  anakartlar da vardır. Bunlardan yeşiline fare, mor olanına ise klavye takılır. Buradaki porta ise  klavye ve faredenher ikisi de takılabilir. Tek olmasının sebebi günümüzde USB klavye ve farelerin daha çok kullanılmasıdır.


USB 3.0, USB 2.0 Port: Her anakart üreticisi farklı sayıda USB port kullanabilir.
Bu  anakarta 6 adet USB 3.0  portu ve 2 adet USB 2.0 portu koyulmuştur. USB cihazların bağlanmasını sağlar.

S/PDIF:  Sayısal (dijital) ses çıkışı sağlayan birimdir. Bu birimle ses analog
dönüşümü yapılmadan doğrudan sayısal olarak çıkış birimine gönderilir. Böylece ses analog yerine sayısal gideceğinden seste kayıp olmaz.
Dijital  bilgi: Türkçe karşılığı sayısaldır. Bilgisayar dilinde “0” ve “1”lerden oluşan
bilgilerdir.
Analog bilgi: Belli sınırlar içinde sürekli olarak değişen elektrik sinyalidir.


Fireware (IEEE1394  – 6 pin, 4 pin)  port:  Bilgisayara çevre ürünleri
bağlanmasında kullanılan yüksek hızlı arayüz bağlantısıdır. IEEE 1394 standardına dayalıdır. Dijital kameralar ve video kaydedici cihazların bilgisayara bağlanıp hızlı veri aktarımı yapmak için geliştirilmiştir.



eSATA port: eSATA, haricî SATA anlamında, External SATA demektir. Tek
başına yeni bir standarttan ziyade, SATA standardı için "dışarıya" bir uzatma olarak düşünebilirsiniz. eSATA arabiriminin çıkış amacı, bilgisayar  dışına koyduğumuz haricîdiskler için sağlıklı ve hızlı bir bağlantı kurmak. Şu anda haricî depolama için yaygın olarak kullanılan Hi-Speed USB ve Firewire 400 (IEEE 1394b) gibi arabirimlerin özellikle performans tarafındaki kısıtlamalarından kurtulurken uygulamada da kolaylık sağlıyor. 


LAN (RJ-45) portu: Yerel ağ ve internete bağlanmak için kullanılır.


Ses giriş ve çıkışı: Kulaklık ve 5+1, 7+1 gibi ses sistemleri takmak için kullanılır.
Floppy bağlantısı: Disket sürücüsünün  anakarta bağlanması için kullanılır. Son
derece yavaş ve sınırlı kapasiteye sahip olması nedeniyle günümüz anakartlarında bu slotlar kullanılmamaktadır.
IDE (integrated drive elektronics) bağlantısı: Harddisk, CD-ROM, CD-Writter,
DVD-ROM, DVD-Writter gibi sürücülerinin anakarta bağlanması için kullanılır.

SATA bağlantısı: Serial ATA (SATA) birimi ise günümüzde depolama birimleri
için en çok kullanılan arayüzdür. SATA kabloları IDE kablolara göre çok daha incedir.
ATX  güç konnektörleri: Anakartın tüm işlevleri yerine getirebilmesi için güç
kaynağının anakarta bağlanmasını sağlayan konnektörlerdir.
Ön  panel bağlantıları:  Bilgisayar kasasındaki  aç-kapa, reset, led,  ve USB
bağlantılarının aktif hâle gelmesi için takılması gereken konnektörlerdir.




İŞLEMCiLER

İşlemciler, mikroişlemciler bilgisayara yüklenen işletim sistemini ve diğer tüm
programları çalıştırıp bu programların işlemlerini yerine getirir. Bu sebeple merkezî işlem
birimi (MĠB) adını alırlar, İngilizcedeki karşılığı ise “Central Processing Unit”dir (CPU).
Genel bir bilgisayar dört ana birimden oluşur. Bunlar sırasıyla aşağıdaki gibidir:
  -Merkezî işlem birimi (MĠB, central processing unit-CPU)
  -Hafıza-bellek (memory)
  -Giriş/çıkış (Input/Output-I/O) ünitesi
  -Giriş çıkış ünitesine bağlanan çevre birimleri (fare, klavye, yazıcı, tarayıcı,
   monitör vb.).

İŞLEMCİ YAPISI VE ÇALIŞMASI

İşlemler yapılırken sayısal (mantıksal 1 veya 0) mantık kullanılmaktadır. Yani iki
sayıyı toplamak için ilk olarak sayıların ikilik değerleri (1001010 şeklinde) ele alınır vebunun üzerine işlemler yapılarak sonuç elde edilir.
Bir film izlerken ya da bir program kullanırken ekrandaki görüntünün oluşması,
programın sonuç üretmesi için hafızada bulunan ikilik değerler birleştirilir ve böylece sonuç oluşur.
İşlemciler hafızalarında bulunan komutlarla dışarıdan gelen uyarılar eşliğinde
işlemleri yapmaktadır. İşlemcinin hafızasında bulunan komutlara o işlemcinin komut seti denir ve hangi uygulamayı kullanırsak kullanalım bizim kullandığımız uygulama işlemcinin anlayacağı bu komut setlerine dönüştürülerek sonuç elde edilir.
İşlemciler komut setlerine göre CISC ve RISC olmak üzere ikiye ayrılır.
CISC:  Kompleks komutlara, yani bir seferde birden fazla işlemi yerine getirebilen
komutlara sahip işlemci mimarisidir.
RISC: Her seferinde tek bir işlem gerçekleştiren basit ve hızlı komutlara sahip işlemci mimarisidir.
Normalde bilgisayarımızda veya başka kompleks ürünlerde sadece bir tane işlemcinin olduğunu düşünürüz oysaki detaylıca inceleyecek olursak diğer ünitelerin de (ekran kartı, TV kartı, ses kartı gibi) merkezî işlem birimine sahip olduğunu görürüz.
Bilgisayarda tüm programlar sabit diskte (hard disk) tutulur. İşlemci her saniyede
milyonlarca, hatta milyarlarca komutu işleyebilecek kapasiteye sahiptir.

1 hertz (Hz) = saniyede 1 çevrim
1 megahertz (MHz) = saniyede 1.000.000 çevrim
1 gigahertz (GHz) = saniyede 1.000.000.000 çevrim

Sabit disk, işlemcinin komut işleme hızına ulaşamaz. Bu sorunu ortadan kaldırmak
için programlar sabit diskten alınarak RAM’e (random  access  memory) rastgele erişimli belleğe yüklenir. RAM’den de işlemciye aktarılır. Bir program RAM’e yüklendiğinde ve işlemci kendisinden istenileni gerçekleştirdiğinde buna program (yazılım) çalışıyor deriz.

RAM = Rasgele EriĢimli Bellek = Sistem Belleği = Ana Bellek

Verinin sabit disk, RAM ve işlemci arasındaki akışı tek yönlü bir işlem değildir.
İşlemcinin yaptığı işlemler sonucunda ürettiği veriler de işlemciden, RAM’e ve oradan da sabit diske alınarak sabit diskte tutulur.


Bütün programlar RAM’da çalıştığına göre neden getir-götür işiyle uğraşılıyor ve
bilgiler RAM’da tutulmuyor sorusu akla gelebilir. Bunun cevabı kısaca, RAM içindeki
bilgilerin elektrik kesildiğinde silinmesi ve maliyettir.

  İşlemci kendi içinde bir mimariye sahip olup işlemlerin yapılabilmesi için birçok
birimi bulunmaktadır. Bu birimlerden en önemlileri sırasıyla;

- Kontrol birimi,
- İşletim yolları,
- Kaydedici,
- Sayıcılar,
- Giriş/çıkış tamponları,
-Aritmetik mantık birimi,
- Kayan nokta birimidir.

Kontrol birimi: Bütün komutlar buradan işletilir. İşlenen komuta göre mikroişlemci
içerisindeki bir veri değiştirilir veya bir verinin işlem içindeki başka bir bölüme aktarılması
sağlanır.
İşletim yolları (bus):   Bu yollar işlemci ile bilgisayarın diğer birimleri arasındaki
bağlantıyı sağlayan iletkenlerdir. Üç tip iletim yolu vardır.
Adres  yolu (adress bus):   İşlemcinin bilgi yazacağı veya okuyacağı her hafıza
hücresinin ve çevre birimlerinin bir adresi vardır.  İşlemci, bu adresleri bu birimlere ulaşmak
için kullanır. Adresler, ikilik sayı gruplarından oluşur. Bir iilemcinin ulaşbileceği
maksimum adres sayısı, adres yolundaki hat sayısı ile ilişkilidir.

2Adres hattı sayısı=Maksimum hafıza kapasitesi       

Bir mikroişlemci 16 adres hattına sahipse adresleyebileceği maksimum hafıza
kapasitesi

216=65536 bayt=64 KB olacaktır 

Veriyolu (data buses): İşlemci, hafıza elemanları ve çevresel birimleriyle çift yönlü
veri akışını sağlar. Birbirine paralel iletken hat sayısı  veriyolunun kaç bitlik olduğunu
gösterir. Örneğin, iletken hat sayısı 64 olan veriyolu 64 bitliktir. Yüksek bit sayısına sahip
veriyolları olması sistemin daha hızlı çalışması anlamına gelir.
Kontrol  yolu (control buses): İşlemcinin diğer birimleri yönetmek ve eş
zamanlamayı (senkronizasyon) sağlamak amacı ile kullandığı sinyallerin gönderildiği
yoldur.
Kaydedici:
Mikroişlemci ile hafıza ve giriş/çıkış (I/O-Input/Output) kapıları arasındaki bilgi
alışverişinin çeşitli aşamalarında, bilginin geçici olarak depolanmasını sağlar.
Sayıcılar (counter)
İşlemi yapılacak komut ve verilerin adreslerini taşıyarak bilgisayarın çalışması
sırasında hangi verinin hangi sırada kullanılacağını belirler.
Giriş/çıkış tamponları (buffers):
Mikroişlemcinin dış dünyaya adres, veri ve kontrol sinyallerini iletirken dış dünya ile
iletişimin sağlandığı bir çeşit kapı görevi görür.
Aritmetik mantık birimi (ALU-aritmetic logic unit)
Mikroişlemcinin en önemli kısmıdır. Toplama çıkarma gibi işlemlerin yapıldığı
bölümdür.

İŞLEMCİ ÇEŞİTLERİ
Nasıl ki dünyada birçok anakart üreticisi pek çok çeşitte üretim yapıyorsa ve pek çok firmadan oluşuyorsa işlemcilerde de aynı şey geçerlidir. İşlemci üreticileri de dünya üzerindeki kullanıcılar için birçok çeşit ve içeriğe sahip işlemciler üretmektedir. İşlemciler anakart üzerine bağlantı şekillerine göre soket işlemciler ve slot işlemciler olmak üzere ikiye ayrılır.
işlemci Seçimi
Yeni bir bilgisayar satın alırken işlemci ve  anakart konularına ayrıca dikkat
edilmelidir. Bu iki bileşen performansları da diğer tüm bileşenlerin performansına doğrudan etki eder. Her işlemcinin her anakarta takılamayacağını göz önünde bulundurarak çalışmak istediğiniz işlemciyi seçtiğinizde onu destekleyen anakartları gözden geçirmelisiniz.
Performans istenilen durumlarda FSB ve ön belleği yüksek, HT (hyper threading) ve
çok çekirdekli işlemci tercih etmelidir.
Toplumumuzda genel kabul gören almışken en iyisini alayım mantığı yanlıştır. Sadece internete giren ve ofis programlarıyla çalışan birinin hızlı bir işlemci almasına gerek yoktur.
 işlemci Montajı
Anakartlarda anlatıldığı gibi insanlar üzerinde deşarj yapılmadığı sürece var olan bir
elektrik yükü çok hassas elektriksel değerlerle çalışan bilgisayar donanımlarına zarar verebilir. Bu nedenle bilgisayar parçalarına dokunmadan önce üzerinizdeki antistatik yükün boşaltılması gerekir. Bunun için en basit yöntem olarak eller bulunduğunuz  mekândaki duvara veya metal olan kalorifer peteği, çeşme gibi yerlere dokundurulabilir.
İşlemci, anakart kasaya monte edilmeden önce takılırsa kolaylık sağlayacaktır.
iŞlemci Soğutması
Bilgisayar sisteminde en hızlı çalışan birim mikroişlemcilerdir. İşlemci üreticileri bu
 hızı sağlayabilmek için yukarıdaki tabloda gösterildiği gibi daha fazla transistörü bir gövde içerisine sığdırma yarışına girmişlerdir. Bu yarış doğal olarak mikroişlemcilerde ısınma problemini yanında getirmiştir. Örnek olarak bir sınıf içerisinde 30 öğrencinin nefes alıp vermesiyle bile ortam ısısı artmaktadır. Aynen öyle milyonlarca iş yapan transistörün soğuk kalması da düşünülemez. Bu sıcaklık öyle noktalara ulaşır ki mikroişlemci zarar görebilir.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder